Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim.
To live like a tree and at liberty
and brotherly like the trees of a forest,
this yearning is ours.
Nâzım Hikmet (15 January 1902 – 3 June 1963)
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim.
To live like a tree and at liberty
and brotherly like the trees of a forest,
this yearning is ours.
Nâzım Hikmet (15 January 1902 – 3 June 1963)
However and wherever we are, we must live as if we will never die. |
En güzel deniz:
henüz gidilmemiş olanıdır.
En güzel çocuk:
henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz:
henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz:
henüz söylemiş olduğum sözdür ...
Nâzim Hikmet, 24 Eylül 1945.
The most beautiful sea:
the one not been sailed yet.
The most beautiful child:
the one not grown up yet.
The most beautiful days of ours:
those we did not live yet.
And the most beautiful word I want to tell:
the word I did not tell you yet.
September 24th, 1945
Das schönste Meer:
das noch nicht befahrene.
Das schönste Kind:
das noch nicht herangewachsene.
Unsere schönsten Tage:
jene, die wir noch nicht erlebten.
Und das schönste Wort, das ich dir sagen möchte:
jenes, das ich dir noch nicht gesagt habe.
:)